28 Mart 2010 Pazar

Tribün burada dimdik ayakta!



Hangisinden başlayacağımı bilmiyorum.Hiçbirşey beğenmez taraftarın gözündeki zayıf halka Selçuk'un gol atıp -belki de- şampiyonluk yolunu açmasından mı başlasam, yoksa 1ooo küsur kişinin tek yürek 20000'e meydan okumasından mı başlasam.Derbilerin yarı yarıya oynandığı zamanın tribüncü nesilinden sonra gelen bir nesilin temsilcilerinden olarak, daha kalabalık ve rahat gittiğimiz başka maçlarda bu kadar inanmış ve yürekten destekleyen bir tribün hafızamı zorlamama rağmen görmedim.Bizim tribünleri diğer %5'liklerden ayıran en önemli özellik,beste söyleyerek araya girmemiz,evsahibini bastırmamız.bunu zannediyorum ki tartışacak kimse yoktur Türkiye'de.her sene Kadıköy'e bjk ve gs taraftarları gelir, evet 20-30 defa 3'lü çekerler kaçamak yaparcasına,ancak besteleri yükselterek bizi bastırmaları ancak bir şok anında veya olağanüstü bir durumda mümkün.Bugün belki de gs tribünleri kötüydü, o yüzden bastırmış da olabiliriz, ancak besteleri candan söyleyen,ciğer patlatırcasına haykıran bir topluluk vardı asy deplasman tribününde.Fenerbahçe tribünü her ne kadar Kadıköy'de yıllardır binbir türlü zorlukla mücadele etmesinden, çelmelerden komplolarda ayrı düşmüş bölük pörçük olmuşsa da, geçen sene Ankara'da gs le yaptığımız cumhurbaşkanlığı bayan basket maçında ve hacettepe ile yaptığımız maçta haykırdığımız gibi ''Tribün burada dimdik ayakta''.evet Türkiye'nin açık ara en iyi deplasman tribünüyüz.bu da bize tribün gruplarının tek bir tribünde toplanınca nasıl da güç birliği ile rakipsiz olabileceğinin ipuçlarını veriyor.
neyse maça gelirsek, ısınmada olsun,girişte çıkışta bir sürü sataşma küfür gırla gidiyordu.öyle alkış malkış meselesi sadece takımın çıktığı pankartaydı.bu arada alkışın olduğu sırada kameraların Fenerbahçe tribünlerini çektiğini, ve Mami ile Yücel abinin alkışlattığı görülüyor diye mesajlar aldık.bütün maç boyu mesaj üstüne mesaj geldi.özellikle son 20-30 dakika stadın tek hakimi Fenerbahçe tribünleriydi.



takım iyi gibiydi herhalde.zaman zaman sahaya daldığımda inanılmaz koşan yardımlaşan bir 11 görülüyordu.tabi bunu tv'da dikkatlice izleyenler daha iyi yorumlar herhalde.bu kısmı geçiyorum.Selçuk geçen hafta G.antep maçından sonra garip ve duygusal açıklamalar yapmıştı.''Her ne kadar zaman zaman yanlış top tercihi yaptığımızda,kötü oynadığımızda tepkiler alsak da ben taraftardan memnunum ,hepsinden Allah razı olsun.''demişti.Her daim kötü oynayan ile kötü mücadele eden oyuncuyu ayırt etmişimdir.ve Selçuk'u hiç bir zaman kötü mücadele edenler safına katmamışımdır.çünkü Aragones'li senemizde(geçen sene) iki tane efsane maç çıkarmıştı:Kadıköydeki gs ve bjk maçları.bu maçlarda inanılmaz güzel oynamış mükemmel mücadele etmiş ve goller atmıştı.bu yüzden Fenerbahçe taraftarındaki genel Selçuk antipatisine oldum olası anlam verememişimdir.çünkü Selçuk bir taraftar için büyük maçların ne kadar önemli olduğunu biliyor ve bu minvalde mücadele ediyor.bunu adamın maç önündeki,içindeki ve sonundaki hal ve hareketlerinden anlayabilirsiniz. Selçuk'un özverili mücadelesine rağmen ,sene sonunda Selçuk'un eğer teklif gelirse ayrılıp kendini kurtarmasını diliyorum.çünkü ortada bir kan uyuşmazlığı var ve kötü günde bütün fatura Selçuk'a çıkabilir.ve bu yüzden Selçuk'un bu sene şampiyon olursak inşallah, kendini Avrupa'dan bir takıma atıp kurtarmasını isterim.Bu hem onun için, hem de hiçbirşeyi beğenmez o taraftar topluluğu için en hayırlı olacak olandır.
ve son olarak nasıl bitirelim.
Koyduk mu? Koyduk. Eee?

1 yorum: