17 Mayıs 2010 Pazartesi

Güvercin yanlızlığı


4 sene sonra son hafta şampiyonluğu vermek yine hırpaladı bizleri.şampiyonluk kovalamak kolay bir mesele değil,iki haftada bütün senenin emeğinin hiç olup gitmesini de herkes kolay kolay kaldıramaz.baktımıza yine yanlızlık düştü bu sene de.yanlızları oynadık, ittifak yapmalıydık anlamında söylemiyorum.veya birileri bizi sevsin anlamında da demiyorum.dünya yeniden kurulacak olsa ne bir gslı bjklı Fenerbahçe şampiyonluğu görmek ister,ne de ben bir gslının bjklının bizi desteklediğini görmek isterim.
çok çok kuvvetli kadromuz yoktu,ama ligin en iyi 11'i diyebileceğimiz takım bizden çıkıyordu.handikap da burada zaten,11 var ama gerisi yok.bunu Antalyaspor maçını kazanmadan önce de söylemiştim,iyi kadro yok ,ancak şampiyon olamayacak kadro da yok.bir luganonun,gökhan gönülün,emrenin,veya santosun çok bir alternatifi yoktu.bursa'nın çok mu vardı ki diye de düşünebiliriz,ancak işte yanlızlık ve rüzgar faktörü burada belirleyici olan zaten.son 3-4 haftaya baktığımızda nispeten dişli maçlar oynayacak olan bursa'nın maçları hakkında herhangi bir baskı kuracak tek cümle edilmezken,medya gücünü yitirmiş,kamuoyu oluşturma yetisini kaybetmiş biz Fenerbahçe'nin her maçı üzerinde fırtınalar koparıldı.aç kalmış sırtlanlar misali ali sami a. bir yandan,turgay d. bir yandan,hıncal u. bir yandan doberman ve sürüsü bir yandan saldırdı da saldırdı.
mesele aslında 3 sene şampiyonluk sözü verme iddiası ile insanları büyüleme falan da değil.yarın çıkıp istifa ettim veya görevimim başındayım demek de değil.mesele yine normalleşememe.kaybederken doğruluğunu masumiyetini de kaybetmektir mesele.dünkü kaybediş denizli'den daha acıtıcımıdır bilemiyorum.şu an karar veremedim.denizliyle kıyaslamak aslında çok doğru da değil.denizli'de açıktan tezgah vardı,dün ise sahada herşey bizim lehimize iken Allah nasip etmedi.bu noktada hayır arıyorum,o yüzden kahrolmama rağmen sakinliğimi koruyorum.
bu sene çok farklı bir heyecan ve motivasyonla yolları katettim kendi adıma.her otogardan otobüse binişimde allahtan hayırlısını diledim.bugün kahroluyorum ama isyan etmiyorum.biraz daha sertleşmiş duygularımın ve damarlarımın da etkisi var bunda.acılara ve kaybedişlere çok çok alışmış bir nesilin temsilcisi bizler,yanımızdaki nispeten genç insanlara bunun ne kadar zor ama değerli olduğunu anlatıyoruz.13 yaşındaki kardeşimin telefonda hıçkıra hıçkıra ağlamasına teselli aramakta her ne kadar zorlansakta biz yine metanetimizi korumalıyız.
kederimizi yaşayacağız bu günleri atlatana kadar.o ne dedi, bu ne dedi meselelerine takılmayı da bir an önce bırakalım.internet şarlatanlığına,sahteciğine,kolpacılığına takılmayı bırakıp adam gibi yasımızı tutalım.
yas tutana şebeklik yapan soytarıların da çocuklukarını yaşamalarına müsade edelim,umarım normalleşen türkiyede onlar da normal olabilmeyi başarabilirler.
acılarla kavrulan sevgimiz çok gaddar bir yapıya büründürüyor ama bunun etkilerini belki de 15-20 sene görebileceğiz.
Allah camiamıza bir daha böylesini yaşatmasın.Bu son olsun Fenerim.

Resim, http://storyofnovemberrain.deviantart.com/ 'dan alınmıştır.

2 yorum:

  1. @arkhe
    aslında içimde kopan fırtınaları,ciğerimin yanmasını tam olarak yansıtamadım,her şeyi anlatamadım.teşekkürler.

    YanıtlaSil