12 Mayıs 2010 Çarşamba

Bursankara tılsımı tutmadı


15 gündür tantana yapıp durdular,son iki gün M.gökçek iyice tozutmuştu.
pazar günü ankara'da kapalı yağmurlu bir hava vardı.hayırdır inşallah dedim.kızılay'dan tandoğan'a geçtim.tandoğan'dan stada yürürken bir kovalamacaya bakayım derken su birikintisini sıçratan arabanın sayesinde güzel bir ıslandım.kore anıtının oradan havaşa kadar inanılmaz bir polis kalabalığı vardı.tam o sırada A.gücü havaş tarafından stada geldi.ilk başta bizim takım mı diye tereddüt ettim,ama bizimkiler olmadığını Hürriyet'le göz göze gelince farkettim.polis tam bir etten duvar örmüştü,ilk arama noktasına kadar bile.belimdeki bıçağı saklamak için polisin olmadığı bir yer aradım en son bir arabanın arasına girdim ve her zamanki yere koydum.istanbul bayağı kalabalık gelmişti.özellikle semtlerden gelen elemanların yoğunluğu göze çarpıyordu.bu da iyi bir tribün olacağına işaretti.turnikeden girdim hoppala!!felaket bir arama var.baktım olmayacak çıkardım bıçağı verdim polise.bu sefer sen misin bıçak taşıyan diye bir sürü ahiret sorusu.ayakkabıyı çıkarttırdı,cepleri boşalttırdı,çorabımı yokladı.şükür ki başka birşey yoktu.ama 40 tane maça soktuğum bıçağı ilk defa kaptırdım.
maç öncesi Gecekondu'ya tezahürat yapmamızla birlikte A.gücü'nün sol kapalısı,maratonu ve saatli kale arkasındaki çocukları çılgına döndü.Gecekondu da Gençfenerbahçeliler ve Fenerbahçe diye bağırdı.beraber Gökçek istifa sloganları atıldı.sahaya takımımız çıkar çıkmaz çok güçlü bir şekilde çağırdık ve ardına başımızın üstünde çook yüksek volümlü müzik çalmaya başladı.bu sebeple futbolcuları tek tek çağırma imkanı olmadı.maç başlamasına yakın yücel ve sefa abi kimseyle uğraşmadan sadece takıma destek vermemiz yönünde telkinlerde bulundu.istiklal marşının ardında şehitlerimizi andıktan sonra, güçlü bir pepe metin omuz omuzasıyla başladık.sayıca azdık,ve karşımızda motive olmuş sağlam bir kitle vardı.bu durumda etkili ve yerinde seçimler yapmamız gerekiyordu.ve öyle de oldu.bu dünyayı yakarız ile başlamamız biraz olsun soluk aldırdı, ardında çabuk ve alkışlı saldır besteleri sonunda gol geldi ve bursankaralıların guardı yavaştan düşmeye başladı.ondan sonra tamamen sazı ele aldık.taa ki 3.golden sonraki ufak çaplı kavgaya kadar.
kavga da zaten coşmuş tribünlerin patlama ile bursa'ya ve genel küfür etme arzusundan çıktı.üst taraftaki levent ve mustafa abi gibi emektarların olduğu ankara tayfası ve ck karışımı sürekli küfürlü ve sataşmalı besteler başlattı ve ardına orta taraftakiler de küfür edilememesi yönünde sert uyarıda bulununca kavga patlak verdi.oldukça uzun sürdü,10 dakikayı buldu neredeyse.ve daha da kötüsü ondan sonra kimse de tezahürat yapacak istek,arzu kalmadı.amigo yücel her ne kadar milleti gaza getirip coşturmak istese de ,sanki maçı kaybetmişiz gibi bir matem havası vardı.neyse ki ''Yücel hindi baba'' ile tekrardan silkindik ve maç sonu takımla bütünleşerek şampiyon gibi uğurladık İstanbul'a.
gariplikler:
-olağanüstü güvenlik önlemleri,
-olağanüstü arama tarama,
-tribünlerde sigara içme yasağı,
-gençlik parkı kale arkasının büyük boşlukları olmasına rağmen,yanı başımızdaki kale arkasının full çekmesi,
-maç öncesi bir sürü bilet lazım mı diyen karaborsacı çakallar,
-yine maç öncesi elinde bir sürü bedelsiz,davetiye ile maça girmeye çalışan emekliler,
-sadece 4 tane bayan seyirci(aslında gariplik değil,maçın önemine binaen memnuniyet verici)
-maç öncesi saha kenarında çizgiden içeriye doğru bayrak sallayan top toplayıcı çocuklar,
-maç sonu dışarda bekleyen 20-30 tane heyecanlı ankara bebesinin,kore anıtının orada polise sığınıp abi bunlar bizi kovaladı demesi :)).

netice itibariyle kahpe blokunun umutları suya düştü,Kanaryam çıktı topunu oynadı,biz de tribünde vazifemizi yapmanın gönül rahatlığıyla son 90 dakikayı beklemeye başladık.buradan sonra şampiyonluğu vermeyiz gibi saçma sapan, salak işi lafları bırakıp; son maça da %100 konsantre tribünler ve takım olmalı.biz gereğini yapalım,gerisi Allah'ın nasibi takdiri.

Not:maç sonu kapıların açılması ile Gecekondu lideri Ali İmdat'ı görmemiz beni hakikaten şaşırttı ve duygulandırdı.yapmacık kardeşliklerin değil de adam gibi dostluğun,vefanın timsali Ali İmdat abiye helal olsun diyorum.bunca şeyi göze alarak ,korkusuzca delikanlı bir duruş göstermiştir.tekrardan helal olsun.

Resimler,by http://storyofnovemberrain.deviantart.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder