15 Şubat 2011 Salı

İnsanlık uğruna bedel ödemek


80'lerin sonları ve 90'ların başlarında futbola ilgi duymaya başlayıp takım tutmuş olan nesilden Fenerbahçe'li çocuklar için 90'lı yıllar kabus gibidir.Bu yönüyle Türkiye'nin 90larda yaşadığı kabus dolu günlerle çok benzeşmektedir aslında.Mevzumuz o değil aslında.Mevzumuz bedel ödemek.
1995-1996 şampiyonluğu 90ların kabusunun ortasında bizim için yegane mutluluk kaynağıdır aslında.Şampiyonluk çok zor bir şekilde gelmişti,yeni neslin bildiğinin aksine son maç Trabzonspor maçı değildi ama dönüm maçı oydu.32.haftada rakibini evinde yenen Fenerbahçe kalan iki maçını da kazanıp şampiyon olmuştu.90lardaki tek şampiyonluğumuz budur.Şampiyonluk sevinci şu bu derken,Oğuz ve Aykut takımdan gönderilmişlerdi.Bu gönderilme sebebini her ne kadar Şadan Kalkavan, Oğuz ve Aykut'un bayram öncesi para istemesi olarak gösterse de, Trabzon maçının ve neredeyse tüm sezonun mimarlarından iki futbolcuyu takımdan gönderebilme gücünü Ali Şen Başkan Aykut'un maç sonunda söylediği sözler sayesinde bulmuştu.Yani camiadan ve taraftardan gelebilecek tepkiyi göğüsleyemeyebilirdi Ali Şen; eğer Aykut'un o günkü Türk futbolu için fazla insani sözleri olmasaydı.Aykut'un neler demiş olduğunu tarih şöyle yazıyor:
Soyunma odasında güvenlik sebebiyle 4 saat bekledik.Maçtan sonra arkadaşlarla konuştuk, dedik ki kimseyi rencide edecek bir söz söylemeyelim O anda bana bir mikrofon uzatıldı. Türkiye'de başarının ölçüsü birinci olmak.Bu yanlış.Şu anda yenildikleri için Trabzonsporlular suçlanacak. Şu an onların yerinde biz de olabilirdik.Kazandığımız için çok sevinçliyim ama onlar adına da üzülüyorum.
Hatırladığım kadarıyla Kocaman Aykut daha fazlasını söylüyordu, intihar eden bir Trabzonsporlu haberi ertesi gün medyada yer alınca:''Keşke biz değil de Trabzonspor kazansaydı da,o intihar eden kardeşimiz yaşasaydı.''
Aykut Kocaman işte böyle bir insan.Tabi 90ların Türk futbol dünyasını bilmeyenler için o gün için söylenmiş bu sözlerin önemi veya bunları söylemenin zorluğu bilinmeyebilir.O günlerde Karadeniz tipi yöneticiler çok meşhurdu,çantalar havada uçuşurdu, yönetimler,federasyonlar hükümetlerle ittifak yapıp birbirlerine el ense çekerlerdi.O günlerde Kocaman bir adam çıkıp böylesi bir insanlığı göstermiştir, ve bunun BEDELini ödemiştir.Özellikle Fair-Play gibi boktan ve ucuzlaştırılmış bir kelimeyi Aykut Kocaman'ın yaptığı insanlığı nitelendirmek için kullanmıyorum. Ve o gün Sakarya çetesi diye kolayca şampiyon takımdan gönderilebilmelerinin yegane sebebi bu insani çıkışıdır.Çünkü Fenerbahçe camiası ve taraftarı da çok fazla istiyordu şampiyonluğu, ve bu çıkış herkeste şaşkınlık yaratmıştı.Ali Şen de bu zaten takımdan göndermek istediği ikiliyi bu söze kurban ediyordu.
Seneler geçti.
Bu süreçte çok bedel ödedik.2006-2010'u saymıyorum,kastetmiyorum.O arada geçen şaibeli gs şampiyonluklarında kimse bizim babamızı sormadı, soran anamızı sordu,canımızı okudu.Futbolda o günden sonra insanlığın yerini bedevi ittifaklar aldı.Şerefsizlik ve utanmazlık ,Adamlığın ve insaniyetin yerini aldı.
O yıllar da geçti gitti bir şekilde, geldik 2006'ya. Göz göre göre son 5 haftada,komplo üstüne komplo şaibe üstüne şaibe ile Gs geldi şampiyonluğu çaldı.Bir tane insan çıkmadı. 2010'da şampiyon olmamamız için her türlü psikolojik ortamlar hazırlandı, tezgahlar kuruldu, ona rağmen son haftaya kadar mücadele edebildik, ama son haftada nasip olmadı kaybettik şampiyonluğu. Bu iki kaybediş hikayesi birbirinden çok farklı, asla aynısı değil ama ikisi de çok dramatik ve tahripkardı.

Sadri Şener'in maç sonunda çok sakin ve düzgün açıklamaları vardı,çok insani bulmuştum. Halen Sadri Başkan'ı futbol camiasındaki diğer insanlardan çok farklı görüyorum. Ama şu bir gerçek var ki, Fenerbahçenin Türk Futbolunda adı çıkmış 9'a inmez 8'e gibi bir durumu vardır.Hocası İnsanlığının Bedelini ödemiştir, Fenerbahçe de ödeyeceği bir bedel vardıysa bunu 2 defa çok ağır bir şekilde ödemiştir.
Fenerbahçe de Aykut Kocaman da fazlasıyla bedel ödemiştir. Şu futbol camiasında bundan sonra bedel ödeyecek olan son klüp Fenerbahçedir,son insan da Aykut Kocamandır.Bunun üzerine konuşacak olan kendisini alçaltır, küçültür,değersiz kılar. Sadri Şener'in bu konuda ima yollu dahi yapacağı her açıklama kendisini çok farklı konumlandıran insanların gözünde bir hiç'e çevirir.

1 yorum:

  1. Bu konuda yazılmış bir sürü yazı var. Artık bu konuları okumak ya da tartışmak bile istemiyorum.Olay sürekli sidik yarışına dönüyor çünkü.
    Bu yüzden es geçiyorum yazılanları. Fakat kendi takımdaşlarımdan birinin olayı aslında dosdoğru analiz edip yazması hoşuma gitti. Gerçekten doğru yazmışsın.
    Benimkisi gerçeleşmesi zor bir temenni bile olsa Umarım bu yazın, bu konularda okuyacağım son yazı olur.

    YanıtlaSil